3 Nisan 2012 Salı

Otizm ve müzikle tedavi



 OTİZM VE MÜZİKLE TEDAVİ

Müziğin yaşamımızdaki rolünü araştıran bilim adamları, annesinin ninnisiyle başlayan ve yaşam boyu süren müzik serüveninin hayatta kalma şansını arttıran bir unsur olup olmadığını tartışıyorlar. Son günlerde; biyolog, psikolog, sinir bilimciler başta olmak üzere pek çok bilim adamı müziğin nasıl doğduğunu, nasıl yayıldığını ve insan yaşamı üzerindeki rolünü araştırıyorlar.
     Müzik dinlemek bireylerde duygu ve kavram gelişimine yardımcı olmaktadır. Gözlerini ses dolu bir evrene açan çocuklar doğuştan müziğe duyarlıdırlar. Çevrelerinde duydukları seslere ve ritimlere; önce bedenleriyle, daha sonra ses ile tepki gösterirler. Çocuklar kendilerini; özgür, güvenli ve anlayışlı bir ortamda müzikle, şarkıyla, dansla ifade edebilirler. Çocukların ; bedensel, bilişsel, sosyal, duygusal düzeyleri, ilgi ve becerileri, yaratıcı yönleri saptanmalı ve etkinlikleri varılan sonuca göre tasarlanmalıdır



                                                 


     MÜZİK TERAPİSİ ( Heyne Bücher’den “ Stich Wort Autismus “ adlı kitabın Tanya Çelebi tarafından yapılmış tercümesidir )
     “Kurucusu: Arjantinli çocuk psikiyatrist ve müzik terapisi uzmanı Rolando O. Benenzon.
     Teorik Temel: Yıllar boyu süren araştırmalar sonucunda, şu kanaate varmışyır Benenzon:
Otistik soyutlanma; doğum öncesindeki ruh halinin, doğum sonrasında süreklilik arz ettiği patolojik bir rahatsızlıktır.
Dış dünyadan ürken otistik bir çocuğa, sanki doğum öncesindeki evredeymişçesine yaklaşmak gerekir.
Camdan bir faanusun içerisinde yaşayan otistik çocuğu; anne karnındayken duyumsamaya alıştığı uyaranlar aracılığı ile dış dünyaya alıştırmak daha kolaydır. Kimi vakalarda ise ISO prensibinin uygulanmasıdır açılımı sağlayan.
ISO PRENSİBİ: Depresif üzüntü içerisinde olan bir insan, duyduğu hüzünlü bir ezgiden etkilenir. Oysa düşüncelerinin hızla aktığı karmaşık bir günde, daha haraketli bir müziğe eğilim duyacağı muhakkak.
Bu düşünceden hareketle ISO ( aynılık ilkesi ) prensibini geliştiren Rolando, onu müzik terapisinin temel taşı olarak kabul eder. Burada izlenecek yol, hastanın zihinsel sürecini yansıtacak bir müziğin dış dünyada çalınması, dolayısıylada terapiyi uygulayan kişi ile hasta arasındaki iletişimi sağlayacak bir köprünün kurulmasıdır.
     Tedavi Yöntemi: Tedavi üç aşamada gerçekleştirilir; ilk aşamada, otistik çocuğun içinde bulunduğu gerileme evresini yansıtan müzik seslerine başvurulur. Hemen ardından, eğer imkanlar elverişli ise ikinci aşamaya geçen uzman kişi, halihazırda açılmış bulunan iletişim  kanallarını kullanarak hastaya doğrudan ulaşmayı dener. Üçüncü aşamada ise, bir önceki safhada gerçekleşen iletişimin sınırları genişletilir. Özellikle ailesi ve aynı ortamı paylaştığı diğer insanlarla olan iletişim yollarını açmanın çareleri aranmalıdır bu aşamada.
     Etkileri: Müzik; diğer beyin işlevleri aksamaya uğramışsa bile, bağımsız bir merkez tarafından algılanıp değerlendirilen bir dış uyarandır adeta!..
     Beyin işlevlerindeki aksaklıktan dolayı konuşmakta ve iletişim kurmakta olağanüstü zorluklar yaşayan kimi otistik çocukların, müzik terapisi ile gelişmeye meylettikleri gözlemlenebilir. Fakat buna rağmen, sözel olmayan bu tip teşviklerin, en nihayetinde konuşma yetisini harekete geçirebilecek tedavi yollarını destekleyici bir aracı kabul edilmesi gerekir.”
     Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarının Temel Bilimler Bölümünden 1999 yılında mezun oldum. Otistik çocuklara olan ilgim ve sevgimden dolayı gönüllü olarak Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezinde müzik öğretmeni olarak çalışmaya başladım. Okulumuzda iki senedir çocuklarımıza  ben ve beş müzik öğretmeni arkadaşım müzik eğitimi vermekteyiz.
     Otizm ile ilgili tüm dünyanın benimsediği bir görüş vardır: “ Otizm; öğrenilmez, yaşanır. “ Bu nedenle çalıştığım çocuklar ile ilgili yaptığım gözlem ve çalışmalar sonucunda aşağıdaki verilere ulaştım.
     MÜZİK TERAPİSİ UYGULANACAK ALANLAR:
1.      Fiziksel Düzenleme:
a) Müzik terapisi yapılacak ortamın olabildiğince geniş olması gerekmektedir.

     Otistik bireyler kendi dünyalarında, farklı yaşantıları sürdüren bireylerdir. Onları günlük yaşama hazırlarken; her bireyi kendi kişilik özelliklerine göre değerlendirerek akademik beceriler kazandırabiliriz. Örneğin; Ahmet yerinde durmayan çok hareketli bir öğrencidir. Çalışma ortamında kısa süreli yerinde oturan, bunun dışında; ortam içerisinde koşmayı, etrafını incelemeyi, farklı olana yönelmeyi seven bir öğrencidir. Bu öğrenciyi birebir 40 dk. Süresince dar ve kısıtlı bir ortamda oturtturamazsınız, çalıştıramazsınız, olumlu sonuç alamazsınız. Olumlu sonuç alabilmek için; dersi bir oyun havasında işlemek gerekir. İşlenecek konuyu öğrenciye uyarlamak esastır. Örneğin öğrencimiz sınıf içerisinde sürekli koşuşturuyorsa ve bizde ritim konusunu işliyorsak, çocukla birlikte koşarak ritimdeki hız kavramını çocuğa kazandırabiliriz. Yavaştan ortaya, ortadan hızlıya şeklinde.

b) Müzik atölyesinde duvarların rengi pastel tonlarda olmalıdır.
   Pastel tonların insan doğasına kazandıracağı uyum ve huzur doğrultusunda çalışılacak ortamın pastel tonlar ile boyanmasının bireyin psikolojisinde olumlu sonuçlar vereceği düşüncesindeyim.

c) Müzik atölyesinin iyi bir havalandırma sistemi olmalıdır.

d) Müzik atölyesinde müzik aletlerinin konulabileceği ve korunabileceği bir dolap olmalıdır. Dolabın yanı sıra her müzik aletinin yapısına göre raf sistemi yapılmalıdır. Raflar öğrencilerin görebileceği ve erişebileceği şekilde müzik atölyesinin duvarlarına monte edilmelidir. Öğrenci istediği zaman öğretmeninin kontrolünde istediği müzik aletini alabilmeli ve işi bittiğinde yerine koyabilmelidir.

e) Müzik atölyesinde; televizyon, müzikseti, radyo, telefon, bilgisayar gibi teknolojik aletler bulundurulmalıdır.

f) Müzik atölyesi bireysel çalışma alanı ve grup çalışma alanı olmak üzere iki bölmeli düzenlenmelidir.

g) Müzik atölyesinde iyi bir mikrofon ve ses düzeni bulundurulmalıdır. Mikrofon ile yapılan çalışmada öğrenci kendi sesini daha net algılar, sesini işitir. Mikrofondan gelen ses ekolu olduğu için öğrenciye değişik gelir bu değişiklik öğrencimizi tekrar yöntemine götürür. Tekrar tekrar mikrofonda ses çıkartan öğrencimiz kendisini bu yönde geliştirir.
Bireysel Çalışma Alanında Öğrenci İle Çalışırken:
1.Öğrencinin seviyesi belirlenecek.
2.Öğrencinin performansı ortaya çıkartılacak.
3.Öğrencinin müziğe verdiği tepki gözlemlenecek.
4.Öğrencinin müzik eşliğindeki hareketleri gözlemlenecek.
5.Öğrencinin müziğe verdiği tepkiler ve müzik eşliğinde yaptığı hareketler doğrultusunda hedefler belirlenecek.

Grup Çalışma Alanında Öğrenci İle Çalışırken:
1.Öğrencilerin birbirlerini fark etmelerini sağlamak.
2.Öğrencilerin belli bir ritim doğrultusunda ortak hareket etmelerini sağlamak.
3.Öğrencilerin elele tutuşarak hareket etmelerini sağlamak.
4.Öğrencilerin yanlarında duran arkadaşlarını fark etmelerini sağlamak.
5.Grupta çalışan öğrencilere hitap eden müziği belirlemek.

Bireysel Özelliklerine Göre Düzenleme:
a) Müzik terapisine alınacak olan çocuğun, bir önceki faaliyeti uygulayan uzman tarafından müzik terapisine hazırlanması gerekir. Ön koşulları oluşmuş bir birey terapi sürecini çok daha başarılı geçirir. Örneğin; müzik terapisine gidecek olan bireye uzman: “ Haydi Ahmet, birazdan müzik atölyesine gideceksin. Öğretmeninle ( otistik bireyin ilgisi doğrultusunda ) şarkılar söyleyeceksin, oyunlar oynayacaksın şeklinde motive edilmelidir.
b)Otistik bireyin ilgisine göre müzik türü seçilmelidir. Seçilecek ve öğretilecek olan müzik parçası; bireylere sorular soran, yanıt vermesi istenen şarkılar ( Ali Babanın bir çiftliği var,  pazara gidelim ); görerek, söyleyerek, duyarak, canlandırarak söylenen şarkılar( parmaklar, vücudumuz ) olmalıdır.
c) Bireyin terapiye yatkınlığı doğrultusunda; bireysel çalışma yada grup çalışması yapılmalıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder