3 Nisan 2012 Salı

Nevrotik Hastalara Uygulanan Müzikle Terapi



Nevrotik reaksiyonlar (ruhsal bozukluklar),kaygının başlamış olduğu davranış görüntüleridir.Bazı durumlarda kaygı o denli şiddetlidir ki,dışarıdan herhangi biri tarafından bile gözlenebilir.Psiko-nevroz savunma mekanizmalarının başarısızlığı olarak nitelendirilebilir.Mekanizmalar,kaygıyı bastırmakta ya başarısız olmakta ya da abartılı biçimde kullanıldıkları için anormal davranışlara  neden olmaktadır.




     Psiko-nevrozları;


    a) Anormalin sınırında bulunan ve (fonksiyonel bakımdan)pek önemli olmayan bozukluklar.


    b) Kişiliğin yalnızca bir bölümünü saran zihinsel bozukluklar,


    c) Çok seyrek olarak,hastaneye yatmayı gerektiren hafif zihinsel bozukluklar şeklinde sınıflandırabilirz(Drake,1970.78).






    Psiko-nevrozların meydana gelişinde,ana babadan gelen ve çevrenin etkileri altında oluşan kişinin nevrotik yapısının rolü vardır.Bu tür nevrotik yapıya sahip kişiler,bir çok yaşamsal olay karşısında yanlış tepkiler verirler.Gereğinden fazla duyarlılık gösterirler.




    Bu hastalar korkunç rüyalarla uyanan,uykularında bağıran,bazı yemeklere karşı aşırı duyarlılık (idiosyncrasy) gösteren, kimi zaman utangaç,kimi zaman kırıp döken,tırnaklarını yiyen,düzene uymayarak başkaldıran bir tutum içinde bulunan çocuklardır ki bunların daha ileri şekillerini psikopatlarda görürüz.(Aksel,1955.9)




    Nevrotiklerin tedavisinde,müzikten dinamik bir şekilde yararlanılabilir.Belli bir amçla müziği dinletme auditoire projecti ve technique sınırları içindeki müzik-terapist,müziği canlandırıcı bir öğe olarak kullanarak her grupla haftada 3-4 kez beraber olur ve teypten 2-3 müzik parçası dinletir.Dinletilen müzik parçalarının kayıtlarının kusursuz olması çok önemlidir.Dinletile müzik parçaları çok çeşitli türden olabilir.Ancak çok tanınmış bir parça veya sözleri açıkça belli olan  bir şarkı dinleyerek hayal kurma olanağı pek yoktur.Çalınan parçaklar genelde 3-4 dakika sürer.Hastanın sosyo-kültürel koşullarına uygun müziği seçemek çok güçtür.Özellikle geri kalmış veya az gelişmiş ülkelerde bu büyük bir sorundur.Çok tanınan bir film müziğinden de psikolojik bir öğe olarak yarar beklenemez.Değişik nedenlerle bozulan eskiden kalma bazı yurt ezgileri de radyo aracılığıyla popülerlik kazanmıştır.Bu yüzden,bu tür müzik parçalarının da yararlı olması beklenemez.Belki de en iyisi,hastaya en çok sevdiği müzik türünü sormak ve onu kendisine dinletmektir.




    Müzik dinletildikten sonra serbest tartışma yapılır ve gruptaki tüm hastalardan omüzik türüyle ilgili düşüncelerini açıklamaları istenir.Müzik-terapist,hastalara düşüncelerini açıklatıcı sorular sorar ve tartışmayı uygun şekilde yürütmeye çalışır.Müzik-terapistin,hastanede çalışan biri olması ve psikoterapistle işbirliği içinde bulunması çok önemlidir.Diğer taraftan,müzik-terapistin yüksek bir müzik kültürüne sahip olması fazla önem taşımaz.Kendisinden sadece,bir müzik anlayışına sahip olması ve müzik oturumunun sonunda,çalınan parçalar ve bu parçaların kompozitörleriyle ilgili bilgi vermesi istenebilir.Böylelikle,hastaların sonradan bir takım özel sorular yöneltmeleri önlenmiş olur(Grebene,1978.47)




    Her çeşit nevrotik hastanın,müzik-terapistine iyi yanıt verdiği görülmüştür.Hastanın, müzikle ilgili bir bilgiye önceden sahip olması da gerekmez.Ayrıca, hastanın bir müzik türüne karşı aşırı düşkünlüğü de büyük bir engel değildir.(Grebene, 1978.47)


    Müzikle tedavi yöntemlerinin uygulanması,sanıldığı gibi güç değildir.Önemli olan,terapistin bu terapatik ortama uyabilecek şekilde eğitilmiş  olmasıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder